Bağışlanan Her Organ Yaşama Tutunan Bir Hayattır

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, Organ Bağışı Haftası Dolayısıyla Yaptığı Açıklamada, Ülkemizde Arzu Edilen Düzeyde Olmayan, Bir O Kadar Da Hayati Öneme Sahip Organ Bağışı ve Organ Nakli Farkındalığı için Duyarlılığın Artırılarak Bu Konudaki Eksikliğin Giderilmesi Gerektiğini Söyledi. Bir Gün Herkesin Organ Nakline İhtiyaç Duyabileceğini İfade Eden Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, Organ Bağışının Yeterli Düzeye Gelmesi ile Umudunu Tamamen Kaybetmiş Birçok İnsanın Hayatının Tekrar Yeşermesine Olanak Sağlanabileceğini Belirtti.

“Ülkemizde organ bağışı ve organ nakilleri yeterli düzeyde değildir. Bu nedenle birçok hasta organ beklerken hayatını kaybetmektedir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, organ bağışına duyarlılığı artırmanın yolunun, toplum bilinci ve sorumluluğu artırmaktan geçtiği, bunun için ise sivil toplum örgütlerine, sağlık kuruluşlarına, diyanet işleri başkanlığına, milli eğitim kurumlarına ve medyaya ciddi sorumluluklar düştüğünü belirtti. Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu konuşmasına, organ nakli yapabilecek sağlık kurumlarının sahip olması gereken özelliklere ilişkin açıklamalarla devam etti; “Ülkemizde organ nakli faaliyetleri için gerekli yasal alt yapı oluşturulmuştur. Organ nakilleri alt yapı olarak yeterli teknik donanıma sahip ve bu konuda uzman sağlık ekiplerinin bulunduğu hastanelerde yapılmalıdır. Diğer cerrahi operasyonlardan farklı olarak organ nakli operasyonları özel bir uzmanlık ve sertifikasyon gerektirmektedir. Organ naklinde hem bilimsel hem de teknik alanda birden fazla bilim dalının bir arada çalışması gerekmektedir. Dolayısıyla sadece bu çalışmayı tamamlamış olan sağlık kurumları organ nakli yapabilir.”

Hangi Organ ve Dokuların Nakli Yapılabilir?
Ülkemizde bugüne kadar gerçekleştirilen organ nakli operasyonları arasında böbrek naklinin başta yer aldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlem Bacıoğlu, hem canlıdan hem de kadavradan yapılabilen böbrek nakli dışında nakil edilebilen diğer organlar arasında karaciğer, kalp, ince bağırsak, pankreas, kornea, deri, kollar ve bacakların yer aldığını ifade etti.

Açıklamalarında beyin ölümüne de değinen Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, beyin ölümünün, beyin fonksiyonlarının geri dönüşsüz kaybı olduğunu ve bu bireylerin tekrar hayata dönmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu şöyle devam etti; “Beyin ölümü durumunda diğer organlar destek cihazları ile fonksiyonlarına devam etmektedir. Tam donanımlı yoğun bakım servislerinde beyin ölümü gerçekleşmiş olan kişilerin kalp, akciğerler, karaciğer, pankreas, böbrekler ve incebağırsak gibi organları organ nakline uygun bir biçimde korunmaktadır.”

Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu: “Organ Bağışında Bulunarak Birçok İnsanın Hayatının Tekrar Yeşermesine Olanak Sağlayalım.”
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bekleme listelerindeki hasta sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, birçok hastanın organ beklerken hayatını kaybettiğini belirtti. Organ bağışı ve organ naklinin hayatı sönmüş insanlara verilebilecek en değerli armağan olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu şöyle devam etti; “Hayatını kaybeden bir insanın birinci derece yakınları organ bağışında bulunarak umudunu tamamen kaybetmiş birçok insanın hayatının tekrar yeşermesine olanak sağlar. Unutulmamalıdır ki; bağışlanan her organ, yapılan her nakil kurtarılan bir hayat demektir. Organ bağışı ile organların toprak olmasına engel olalım ve sönmüş hayatları tekrar yeşertelim.”