Dünyada En Çok Ölümle Sonuçlanan 10 Hastalıktan Biri: Verem
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Finn Rasmussen Hava Yolu ile Bulaşan Bir Salgın Hastalık Olan ve Halen Dünyanın Birçok Yerinde Görülmeye Devam Eden Tüberküloz veya Halk Dilindeki Adıyla Veremle İlgili Yaptığı Açıklamada, Hastalığa Yakalanan Kişilerin %90’ının İlaç Tedavisi Olmadan Gizli Enfeksiyonla Savaştığını, Aile Üyelerinin, Yakın Arkadaşlarının ve İş Arkadaşlarının ise Risk Altında Bulunduğunu Belirtti. Güneş Işınlarının Tüberküloz Bakterisini Öldürdüğünü İfade Prof. Dr. Finn Rasmussen, Havasız ve Oksijeni Az Bulunan Yerlerde Bakterinin Daha Çabuk Çoğaldığını Kaydetti.

Veremle Savaş
Bir toplumda veremle savaşın en etkili yolunun, hastalığın erken teşhisi ve tedavi başarısı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Finn Rasmussen, verem hastaları ile yakın temasta bulunan kişilerde tarama programlarının uygulanması ve belirtileri taşıyan kişilerin bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini belirtti. Etkili bir tedavi ile ilk günlerden itibaren mikrop sayısının ve bulaşıcılığın azalacağını ifade eden Prof. Dr. Finn Rasmussen, 2 hafta sonra bulaşıcılığın büyük oranda yok olacağını kaydederek açıklamalarına şöyle devam etti; “Erken ve uygun tedavi başlanır ve yeterli süre tedavi edilirse, hastalar yüzde yüz iyileşir. Etkili tedavi ile mikrop sayısı ilk günlerden itibaren azalacağı için bulaşıcılık da azalacak, 2 hafta sonra bulaşıcılık büyük oranda yok olacaktır. BCG aşısı özellikle çocukları verem hastalığından ve verem hastalığının ağır formlarından korumaktadır. Tüberkülozun iyileşmesinde istirahatin, doğru beslenmenin ve uyku düzeninin önemi büyüktür. Hastalar ilaçlarını her gün uygun dozda ve düzenli olarak almalıdır. Ayrıca yeterli sıvı tüketilmesi, tütün ve tütün ürünlerinden uzak durulması gerekmektedir. Tedavi sürecinde temiz hava da çok önemlidir ve bulunulan ortamın iyi havalandırılması gerekmektedir.”

Prof. Dr. Finn Rasmussen; “Verem, Dünyanın Birçok Yerinde Salgın Hastalık Olarak Var Olmaya Devam Etmektedir.”
Günümüzde veremin dünyanın birçok yerinde salgın hastalık olarak var olmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, gelişmekte olan ülkelerde ise milyonlarca kişinin ölüm sebebi olduğunu belirtti. Verem hastalığının yaygın ve birçok ölümlü vakaları bulunan bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, kişinin verem bakterisini soluduğunda, bu bakterinin akciğere yerleştiğini, bağışıklık sistemi zayıfsa ya da zayıf hale gelirse, bakterinin çoğalmaya başlayarak akciğerden kana veya böbrekler, omurga ve beyin gibi vücudun başka kısımlarına sıçrayabildiğini, vücudun diğer kısımlarındaki tüberkülozun ise genellikle bulaşıcı olmadığını söyledi. Veremin zayıf bünyeli kişilere, hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi, hapşırması hatta konuşması sırasında havadaki damlacıklar yolu ile bulaştığını söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, verem hastalarının genellikle günlerini beraber geçirdiği kişilere hastalığı bulaştırdığını belirtti.

Prof. Dr. Finn Rasmussen: “Hastalığın Klasik Belirtileri Sürekli Öksürük ve Kanlı Balgamdır.”
Verem hastalığına yakalanan kişilerin yaklaşık %90’nının ilaç tedavisi olmadan gizli enfeksiyonla savaşabildiğini belirten Prof. Dr. Finn Rasmussen, bu gizli hastaların yalnızca onda birinin aktif hasta haline geldiğini ve eğer tedavi edilmezse %60’ının kaybedilebileceğini söyleyerek şöyle devam etti; “Aktif verem tanısı konanlar için tedavi ve hastalığın yayılmasını önlemek hayati önem taşır. Hastalığın klasik belirtileri sürekli öksürük ve kanlı balgamdır. Ancak ateş, gece terlemeleri ve kilo kaybı da verem ihtimalini düşündürmelidir. Eğer enfeksiyon diğer organlarda ise ishal ve kemik ağrıları gibi daha geniş çapta belirtiler olabilir.”

Prof. Dr. Finn Rasmussen: “Doğru Ellerde, Verem Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır.”
Enfeksiyonun diğer organlarda daha geniş çapta belirtilere sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, ishal ve kemik ağrılarının fazla yaşandığı hastalığın teşhisinin akciğer grafisi, kan testleri, mikroskopik muayene, balgam veya başka vücut sıvısı kültürü yapılarak konulabileceğini belirtti. Prof. Dr. Finn Rasmussen şöyle devam etti: “Teşhis için bronkoskopi veya aktif hastalık olup olmadığını gösteren özel kan testi yapılmalıdır. Verem hastalığının tedavisi zor ve uzun süreli birçok antibiyotik kullanımını gerektirmektedir. Tedavi süreci en az altı ay sürmektedir. Verem hastalığında tedavi oldukça önemlidir. Eğer hasta doğru ellerdeyse verem hastalığı tedavi edilebilir bir hastalıktır.”